İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim, Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle Ayışığını paylaşırdı bacakları, Öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm. Put’unu cezalandırıyor kır delisi; Oğlan iki ev öted, Londra’dan gelmiş; Yazsınlar felaketlrein hep çift geldiğini, Garson acıması tutmuş içkievini. Ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil Keşkye yalnız bunun için sevseydim seni.Cemal Süreya
Daha ben ilk kazmayı vurmadan Elime gelen Karabitki’li testi, Nefertiti’nin mutfağı sayılan yerde Koyu sır yeni hicret yollarını kesti. Terimler eşekarıları sözcüklerin, Acımasızdırlar, adsız ve sueldirler, Önlerine katarak insan ve hayvan listelerini Sabah akşam kapınızın önünden geçirirler. Fazıl Hüsnü diyor ki, ne diyor Fazıl Hüsnü?… Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.Cemal Süreya
Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tiren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum Her nasılsa sokağa düşmüş […]
Onların, yani sizin hayatınıza Şarkılar girmiş, şarkısız edemiyorsunuz Şarkılar, yani barış, yani gökyüzü Yani bazen burun buruna geldiğini köşebaşlarında Sonra usul usul, yavaş yavaş kaybettiğiniz Yani dos geldi gelecek, sevgili sevdi sevecek Yani yaşamak adına güzel düştüğü olan Şarkılar, yani yanıldığımız… Sizin, yani onların hayatlarına Allahlar girmiş, Allahlardan kurtulamıyorlar Alahlar, yani çarşıda, pazarda, yani evde […]
Sokaktaki adamların gözlerinde yitik Nasıl oluyor bir türlü anlamıyorum Arada bir barış arada bir gökyüzü Her şeyin güzeli aşkla beraber Kesik kesik Hiç durmadı aşk dursa bile dünya İnsanlar sevdiler hep bazı insanları Gece inmesin gözlere ve sokaklara Vücutlar arasında kadınlık erkeklik Aşkla ayakta Ama ne var eskisi gibi değil Bir başına değil aşk başka […]